Ayhan Bora Kaplan emniyet müdürünü “rüşvet”le suçladı
Sorgu tutanağında, Ankara’daki operasyonda tutuklanan suç örgütü lideri zanlısı Ayhan Bora Kaplan’ın polisle bağlantısına ilişkin çarpıcı ayrıntılar ortaya çıktı. Raporda Kaplan’ın “Polise bildirilen eylemlerin Polis camiasındaki adamları aracılığıyla daha ileri gitmesini engellediği” iddia edildi. Kaplan, sorgusunda dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Alp Aslan’ın kendisinden 250 bin dolar rüşvet istediğini iddia etti.
DW Türkçe, Ayhan Bora Kaplan’ın Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde 9 saatlik sorgusu sırasında verdiği 137 sayfalık ifadeye ulaştı. Avukatı Doç. Dr. S. Sinan Kocaoğlu’nun da hazır bulunduğu sorguda tüm soruları tek tek yanıtlayan Kaplan, ifadesinin sonunda şunları söyledi: “Ayrıca benim belirtmek istediğim dosyanın konusu olmayan bir olay da var. İfademe ekleyin” diyerek polisin kendisinden rüşvet istediği iddiasını dile getirdi. Kaplan şu iddialarda bulundu:
“2017 yılında albüm barını yönetirken adını Alp Aslan olarak öğrendiğim Organizatör Müdürü olarak tanıdığım kişiyle tanıştım. Bizim mekana gelirdi ve orada adını öğrendiğim NK (kadın avukat) vardı. 2018 yılında Günay restoranını işlettiğimde benden 250 bin dolar rüşvet istedi.Ben o kadar para vermeyeceğimi söylediğimde ‘Sana öyle bir dosya yapacağım’ dedi. senin hayatına son vereceğim.’ Kendisine herhangi bir suç işlemediğimi söyledim ama her gün evime baskın yapıp iş yapmamı engellediler.”
Asayiş polisini suçlayın
Kaplan ayrıca Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı polis memurlarının Ankara’nın Gaziosmanpaşa ilçesindeki bir otelin sahibinden haftalık 30 bin TL rüşvet aldığını da iddia etti. Kaplan’ın bu konudaki sözleri tutanaklara yansıdı: “Asayiş Şubesi’nde çalıştığını tanıdığım ve adını bilmediğim Köroğlu Caddesi’ndeki oteli satın alan Serdar isimli bir kişi yanımıza gelip şöyle derdi: Haftalık 30 bin TL ödeyen Asayiş Şubesi icraya gelmiyordu.”
Tartışmalı isim Alp Aslan kimdir?
Kaplan’ın suçladığı Alp Aslan, uzun yıllar Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde yönetici olarak görev yaptı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Adil Öksüz’ün tahliyesinde ihmali olduğu gerekçesiyle yargılanan Aslan, dava sonunda beraat etti. Özellikle eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde yükselen Aslan, önce Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne, ardından da Ankara Emniyeti Organize ve Mali Suçlardan Sorumlu Müdür Yardımcılığına atandı. Aslan, bu yıl birinci sınıf Emniyet Müdürü oldu ve Ali Yerlikaya, İçişleri Bakanlığı’na atanmasının ardından emniyet başmüfettişi olarak emekliye ayrıldı.
Yeraltı dünyasının önde gelen isimlerinden Kürt Ahmet lakaplı Ahmet Turgut’un oğlu Şahin Turgut’un Ankara’da bir restoranda polis tarafından dövülüp şikayetinin geri çekildiği olayda Aslan’ın adı da anıldı. Talimatın Aslan’dan geldiği iddia edilirken, bu olaya ilişkin kamera görüntülerinin polis tarafından imha edildiği iddia edildi.
Ayhan Bora Kaplan’ın polisle ilişkisi raporda
Öte yandan sorgu tutanağında Ayhan Bora Kaplan’ın, dövdüğü müştekileri şikayetten caydırmak için Emniyet Müdürlüğü’nde tanıdığı polis memurlarını da devreye soktuğu iddia edildi. Bununla ilgili olarak 15 Temmuz 2016’dan 5 gün sonra büfe işletmecisi “Erkan Doğan isimli şahsın darp edilerek gözaltına alınması olayı” olarak Kaplan’a suç duyurusunda bulunuldu.
20 Temmuz 2016’da Ayhan Bora Kaplan’ın kendisini büfenin önünden aldığını belirten Erkan Doğan, oradan Kaplan’s Train ve Albüm Bar’a gittiklerini kaydetti. İçeride Kaplan ve adamları tarafından dövüldüğünü iddia eden Doğan, “Daha sonra tuvalete götürüldüm. Orada ellerim ve ayaklarım bağlandı. Bu şekilde beni otoparka götürdüler, ağzımı bantlayıp, içeri soktular. Bir aracın bagajında beni Akman Plaza’nın 21. katına götürdüler.”
Ayhan Bora Kaplan’a “işkence” iddiası
İki gün boyunca elleri bağlı olarak balkonda tutulduğunu kaydeden Doğan, “Evdeyken Ayhan Bora tarafından 4 dişim pense ile çekildi.” Doğan, uyuşturucu kullanırken kendisini kaçıranların ellerini çözüp iple alt kata indiklerini, çağrılan polisler sayesinde kurtarıldığını belirtti.
Erkan Doğan, polis tarafından ilk olarak 10 Nisan Karakolu’na götürüldüğünü söyledi. Ancak telefonla arandıktan sonra Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü kaydeden Doğan, şunları kaydetti:
“Beni Çankaya Emniyet Müdürlüğü’ne getirdiler. Sözüm burada alınmadı. Üst kata çıkardılar. Burada uzun boylu, adını bilmediğim, jiletli, anızlı, sivil kıyafetli bir şef karşıladı beni. Yanında sivil bir polis vardı, yanındaki polis bana ‘Ben Ayhan’ dedi. “Onu tanıyorum. Senin gibiler ondan para almak için bu yöntemleri kullanıyor. Eğer böyle bir şey varsa Ankara’yı size zorlaştırırım” dedi. Sonra kır saçlı bir sivil geldi. Şefle el sıkıştı. Bana ‘Kardeşinizin selamını getirdim, içeride bekliyor’ dedi. Aşağıdaki arabaya “Sana bir şey olmayacak. Şikayet etmeyin, gerisini bize bırakın” dedi. Daha sonra beni buradan alıp Esat Karakolu’na götürdüler. Kapıda 20-25 kişi bekliyordu. Bunlardan 3-4’ü Ayhan’ın bahsettiğim adamlarıydı. Sonra içlerinden biri ‘Telefonunu elinden al’ dedi. “Düştün” dedi ve bana verdi. O telefon, gözaltındayken dışarıda arayamamak için el koydukları telefonumdu. Telefonu veren kişi “Abi her şeyi o ayarladı, avukatı” dedi. İçerideyse gidip imzalamanız yeterli, şikayette bulunursanız ölen kişiyi kimse bulamaz.”
2018 yılında tekrar Ankara Adliyesi’ne şikayette bulunduğunu belirten Doğan, oradan herhangi bir sonuç alamadığını kaydetti. Doğan, Kaplan’ın 2019 yılında kendisini telefonla aradığını ve “Dişlerinizi yaptırmadıysanız bana IBAN gönderin” dediğini de belirtti.
Ayhan Bora Kaplan ise Doğan’ı tanımadığını ve dövmediğini, kendisini suç duyurusundan caydırmak için kendisine avukat göndermediğini iddia etti.
Kaplan: Çünkü 15 Temmuz’a katıldım
“Doğan’ın FETÖ üyesi olduğunu ve bana iftira attığını düşünüyorum” diyen Kaplan, “Bunun 15 Temmuz darbe girişimiyle mücadelede aktif rol almamdan kaynaklandığını düşünüyorum.”
Kaplan’a yönelik operasyonda Erkan Doğan’ın sözüne uymayan dönemin Çankaya Emniyet Müdürü NAÇ. ve emekli bir komiser de gözaltına alındı. İki şüpheli sorgularının ardından serbest bırakıldı.
Sorgulamada Kaplan’ın, Ankara’daki eğlence mekanlarını ele geçirmek, adamları aracılığıyla terör ve korkutma amaçlı silahlı saldırılar düzenlediği de iddia edildi. Polis sorgu tutanağında şu ifadelere yer verildi: “Adli makamlara intikal eden fiiller halinde, sizin ve Emniyet teşkilatındaki adamlarınızın Emniyet birimlerine intikal eden eylemlerin daha ileri gitmesini engellediğiniz anlaşılmış olup, bu şekilde mekan sahiplerini korkutup korkutarak eğlence mekanlarını ele geçirdiniz.”
Cinayetten hüküm giymiş
Bu arada polis, sorgu sırasında ilk olarak “Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyor musunuz?” diye sordu. Kaplan, “Hayır, istemiyorum” yanıtını verdi. 1983 yılında Ankara’nın Altındağ ilçesinde doğduğunu belirten Kaplan, 5 şubesi ve kafesi olan bir hamburger firmasının bulunduğunu, aynı zamanda gıda toptancılığı da yaptığını anlattı. 2011 yılında cinayetten yargılandığını ve 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığını anlatan Kaplan, 3 yıl 4 ay sonra serbest bırakıldığını ve hakkında başka bir cezai soruşturma yapılmadığını savundu.
Hangi soruya cevap vermedi?
Silahının olmadığını belirten Kaplan, “Herhangi bir bankada hesabınız var mı?” sorusuna “Bu soruya cevap vermek istemiyorum” yanıtını verdi. Kaplan ayrıca iPhone’unun şifresini Karakoldaki polislere vermek istemedi. Bu nedenle polis telefonla inceleme yapamadı.
Bavulunda ne vardı?
Tutanaklarda, Esenboğa Havalimanı’nda gözaltına alınan Kaplan’ın çantasındaki ayakkabının içinde saklı 50 bin Euro’nun bulunduğu belirtildi. Ayrıca üst aramasında 10 bin 300 TL ve 800 dolar da bulunduğu kaydedildi. Kaplan, bu parayı Almanya’da restoran satın almak için yanına aldığını ve yurt dışına kaçmaya niyetinin olmadığını iddia etti. Ancak Kaplan’ın Köln’e tek yön bilet aldığı belirlendi.